Kara bulutları sevmem demiştim. Ben bilemezdim karanın daha kötü halleri olduğunu...
Aslında onlar hep oradaydılar. Kara...Kapkara,kömür karası duvarlar içerinde hep oradaydılar. Ekmek parasıydı onlarınki. Kimi evine birkaç lokma yemek götürmek için; kimisi emekli olmasına rağmen evladını, canını okutmak, madenlere sokmamak için oradaydı. Çalışıyorlardı herkes gibi. Sonuçta "Ekmek Parası"ydı. Saati 5 liraydı.
2 değil 20 değil. Bunlar bile ülkeyi yasa boğarken orada, topraktan 200 beden fışkırıyordu. İşte buna "Kader" deyip geçmemek lazımdı. Elbet kaderdi. Ama anlayış lazımdı. 19.yy dan örnek verilmemeliydi. Bu senin ülkenin su anda o seviyede olduğunu söylemektir. Tabi pahalı takım elbiseleri vardı onların. Kibirlerini bir yana bırakabilseler daha mı iyi olurdu ülke?
Komşunu besledin yardım ettin Türkiye'm. Artık kendine de bak. Riyakarlığın vücut bulmuş hali karşında. Gerisini ise zaten biliyoruz.
Isınamıyordu artık Türkiye. Üstüne kara bulutlardan,gökyüzünden öte kömür çökmüştü Türkiye'nin.
Ne demiş Orhan Veli:
"Yüz karası değil,kömür karası
Böyle kazanılır ekmek parası."