Öncelikle bu Ockham Bey kim? Ockhamlı William, (William of Ockham,Occam, Hockham ve birkaç değişik şekilde bilinir.) yaklaşık 1300 ve 1349 yılları arasıda yaşamış İngiliz Fransiskan papazı ve skolastik filozof.[1]
Ockham'ın Usturası teorisi temel olarak "Her şeyin birbirine eşit olduğu bir ortamda, en basit açıklama doğruya en yatkın olandır." felsefesi üzerinde şekillenir.[2] Basitliğin erdemi ifadesiyle yan yana kullanılması da bundandır.
Buradaki ustura keskinliğin dolayı kullanılır ve gereksiz parçalardan kesilip kurtulunmasını sembolleştirir.
Örneklendirmek gerekirse; bir durumu açıklayan birden fazla olay varsa en basit olanı doğru olandır. Ötekileri kes at.
Bilimsel anlamda bir metod olarak kullanıldığı oluyor sanırım; fakat benim için lazım olan yanı bu değil. Bir işe bu basit anlayışla başlayın; ancak takılırsanız yine bu yöntemle dalları budamaya devam ederek yeni bir anlayışla araştırmanızı devam ettirin diyor.
Ockham'ın Usturası |
Tabi bu düşünce tarzı her zaman doğru olmasa da günlük hayata uygulandığında bazı saçma sorunlara basit cevaplar verir. Eğer başınıza kötü bir şey geldiyse ve birkaç dakika önce kara bir kedi gördüyseniz iki ihtimal vardır:
1-Önünüzden geçen kara kedi yüzünden şanssızlık laneti üzerinize yapıştı.
2-Sadece kötü bir andı.
Sizce? İnsan aklına uyan bence ikinci seçenek. İlk seçeneği traşla gitsin.
Bu tür örneklendirmeleri özellikle komplo teorilerinde kullanabiliriz. Böyle düşünmek ayrıca ufak bir eğlence katar gününüze veya sadece gereksiz şeylerle aklınızı yormanızı engeller. Zaten düşünecek onlarca şey varken...
Piramitleri ele alalım. Dünyanın dört bir yanındaki birbirine benzeyen bu yapıların varlığının sebebi uzaylılar mı yoksa sadece biraz fen bilgisi mi? Bunu da siz okuyucularıma bırakıyorum.